Geleneksel Ve Tamamlayıcı Tedaviler
Sülük Tedavisi

Hastalıklarda tedavi edici özelliği bulunan; Hirudo Verbana, Hirudo Medicinalis, Hirudo Orientalis, ve Hirudo Suluki türlerine “Tıbbi Sülük” denilir. Ülkemiz de en çok görülen cinsi Hirudo Verbana ‘dır.
Sülük tedavisi, doğal ortamlarında yetiştirilmiş tıbbi sülüklerin insan vücudunda hastalığa göre veya şifa amaçlı belirli noktalara (akupunktur noktaları) tutturularak yapılan bir tedavi şeklidir. Sülük tedavisi, sülüklerin tutundukları bölgeden kan emerek yeni kan akışının sağlanması, refleks uyarım ve en önemlisi de kan emerken vücuda verdikleri enzimlerin sistemik etkisiyle hastalığın tedavisinin amaçlandığı bir geleneksel tıp tekniğidir.
Sülüğün, tedavisi sırasında salgıladığı enziminde, şu ana kadar izole edilen 106 çeşit etken madde bulunmaktadır. Sülük tedavisini, diğer tedavi metotlarından ayıran en önemli özelliği ve etkisi olan bu enzimlerin;
- Kan sulandırıcı
- Pıhtıları eritme
- Ağrı kesici
- Kan basıncını dengeleme
- Sinir hücrelerinin onarımı
- Antidepresan
- Antibakteriyel
- Antioksidan etkilere sahip olduğu, yapılan pek çok çalışma ile kanıtlanmıştır.
Sülük tedavisi, biyolojik etkileri açısından “benzeri olmayan” bir tedavi yöntemi olarak nitelendirilmektedir.
Sülüklerin, kan emerken vücuda verdikleri 100’den fazla tedavi edici biyoaktif etken maddeler (enzim) sayesinde, kan dolaşımı hızlanır, artmış damar basıncı düzelir, dokuların oksijenasyonu ve enerji dengesi düzelir, toksin ve ağır metaller vücuttan uzaklaştırılarak bağışıklık sistemi desteklenmiş olur. Aynı zamanda ağrılar da giderilerek psikolojik rahatlama sağlanır.
Tarihte ve Günümüzde Sülük Tedavisi
Şifacılar, antik çağlardan beri sülüklerin çeşitli hastalıklarda tedavi edici özelliğini keşfetmişler ve onlara özel bir ilgi göstermişlerdir. Sülük tedavisi ile ilgili ilk kaynaklar MÖ. 15. yüz yılda yaşamış Babil’li hekimlere kadar gitmektedir. Mısır, Pers, Çin, Hint, Avrupa ve Anadolu’nun en eski yazıtlarında hirudoterapiye rastlanmış, Galen (M.S. 130-201) ve İbn-i Sina’nın (M.S. 980-1037) tedavi protokollerinde yer almıştır. Tıbbi sülükler, Selçuklular ve Osmanlılar’da da hastalıkların tedavisinde yoğun bir şekilde kullanılmıştır. “Sülük bir şifa kaynağıdır” mealinde bir hadis-i şerifin olması, Müslüman toplumlarında sülük kullanımının popüler olmasını sağlamıştır. Amerikalı araştırmacı Roy Sawyer sülüklerin potansiyel tedavi edici etkilerini ortaya koyup dünyanın ilk modern sülük üretim çiftliğini (Biopharm – İngiltere) kurmuştur. Paris hastanelerinde 1830 yılında 5 milyon sülük kullanılmıştır.
Günümüzde ise, sülük tedavisi en gelişmiş ülkeler dahil (ABD, Kanada, Almanya, Fransa, Hollanda, Rusya vb.) dünyanın birçok ülkesinde hastalıkların tedavisinde başarıyla kullanılmaktadır. Amerika’da sülük tedavisi uygulayan hekimlerin kurduğu derneğin 1000′den fazla üyesi vardır. 2004′de Amerikan İlaç ve Gıda Dairesi (FDA) sülük tedavisini akredite etmiş ve (Avrupa’daki gibi) sülüklerin eczanelerde satılmasına izin vermiştir. Hirudo Medicinalis, Alman Tıbbi İlaçlar Kanunu’nun 2. maddesinin 1. bendi gereği ilaç olarak kabul edilmiş, daha sonra ilave edilen 4. madde ile de hazır tıbbi ilaç olarak tanımlanmıştır. Almanya’da 300′ü aşkın Hirudoterapi Kliniği vardır. Sadece Avrupa yılda 100 milyon sülük kullanmaktadır. Ülkemizde de Sağlık Bakanlığınca kabul edilmiş 15 Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamalarından biridir.